Köyün huzurlu yaşamının özlemi içinde yaşayan Itto’nun dünyası, bir gün aniden değişir. Evlilik, Itto’ya yeni bir aşama değil, aynı zamanda bilinmeyen bir kültürel dünyaya adım atma fırsatı sunar. Fas’ın karmaşık gelenekleri ve kurallarıyla şekillenen eşinin dünyasında, Itto kendini adeta bir yabancı gibi hisseder. Gelenekler ve kurallar arasında kaybolmuşken, bu yeni çevrede uyum sağlamak, onun için giderek zorlaşır. Ancak, ülkeyi etkisi altına alan garip doğaüstü olaylar patlak verdiğinde, Itto’nun yaşamı tamamen kaosa sürüklenir. Olağanüstü hal ilan edildiğinde, hem kocasından hem de yeni ailesinden uzak kalan Itto, hamile ve çaresiz bir durumda kalır. Bu zor dönemde, hem kendini hem de kaybolmuş hayatının anlamını bulmak için derin bir içsel keşif yapma zorunluluğu doğar. Itto’nun bu içsel yolculuğu, hem kişisel kimliğini hem de yeni yaşamındaki dengeyi bulma mücadelesini kapsar. Her şeyin değiştiği bu süreç, ona hem kendi içsel gücünü hem de yaşamının anlamını yeniden keşfetme fırsatı sunar.