
Hanna Ahlander, Stockholm’ün polis çemberinden çıkıp iç soruşturmanın gölgesinden kaçmak için kız kardeşinin Are’deki tatil evine sığınır. Burada huzur bulmayı umarken, genç bir kadın buz gibi bir Lucia gecesinde kaybolur ve bu durum kasabada büyük bir huzursuzluğa neden olur. Kaybolan kadının ardından herkes kaygılı bir bekleyişe geçer. Hanna, hemen bu durumun ortasında bulur kendini ve kimsenin beklemediği bir sorumluluk yüklenmiş olur. Yerel polis memuru Daniel Lindskog, kendi ekibindeki eksiklik nedeniyle onun yardımını talep eder. Ancak, aralarındaki güvensizlik ve mesafe, soruşturmayı oldukça karmaşık bir hale sokar. Kışın bembeyaz karlarının arasında sıkışmış olan bu kasaba, hem kaybolan kadın hem de Hanna’nın kendi iç çatışmalarıyla yüzleşmek zorunda kalacağı bir mekâna dönüşür.