Washington DC’nin huzur dolu sabahı, bir anda kâbusa dönüştü. Şehirdeki beklenmedik ve şiddetli bir deprem, tüm düzeni alt üst etti. Beyaz Saray’ın derinliklerinde mahsur kalan Başkan ve Başkan Yardımcısı, umutsuzca yardım beklerken, ulusal güvenlik yetkilileri çare arayışına girdi. Ordu Mühendisler Birliği’nin acil operasyonu, liderleri enkaz altından çıkarmak için her anın kritik olduğu bir mücadeleye dönüştü. Ancak, felaketin gölgesinde gizlenen hain bir plan, durumu daha da karmaşıklaştırdı ve ikinci bir kaos patlak verdi. Bu karmaşanın içinde, yetenekli bir arama kurtarma görevlisi, liderleri bir sonraki sarsıntıdan önce kurtarmak için zamana karşı yarışıyordu. Washington DC’deki bu gerilim dolu saatler, hem hayatta kalma hem de ulusal güvenlik açısından büyük bir dönüm noktasına işaret ediyordu.