Max’in hayatı, onun içindeki en büyük tutkuyu keşfetmesinin ardından yeniden şekilleniyor. Geçmişte başarılı bir kariyeri ve mutlu bir evliliği olsa da, içindeki gerçek isteği fark etmiştir: stand-up komedyeni olmak. Kariyerini ve ailesini geride bırakarak, hayatını köklü bir şekilde değiştirmeye karar verir. Eski işini terk edip, tuhaf ama yetenekli şef babası Stan’in yanına taşınır. Ancak Max’in hayatı, sadece profesyonel bir yenilik değil, aynı zamanda karmaşık aile bağlarıyla da şekillenmiştir. Asperger sendromlu oğlu Ezra’nın velayetini almak için eski karısıyla zorlu bir mücadeleye girer. Bu süreç içinde, Max beklenmedik bir şekilde radikal bir çözüm önerisiyle karşılaşır. Ezra’yı kaçırarak, ikisi için de kaçış yolu olacak bir yolculuğa çıkmaya karar verir. Bu yolculuk, onları bambaşka bir hayata ve özgürlüğe taşır.