
Toplumun güzellik algısının keskin çizgilerle belirlendiği bir dünyada, Edward doğuştan gelen nörofibromatozis hastalığıyla yaşamını sürdürmektedir. Yüzündeki tümörler nedeniyle insanlar ona ya acıyarak bakmakta ya da gözlerini kaçırmaktadır. Alışveriş yaparken, otobüse binerken veya bir kafede otururken hissettiği dışlanmışlık, hayatının bir parçası haline gelmiştir. Ancak, yeni taşındığı apartmanda tanıştığı Ingrid, onun hakkında başkaları gibi düşünmez. Tiyatroyu seven ve insanları dış görünüşüne göre yargılamayan bu kadın, Edward’a hiç bilmediği bir dünyanın kapılarını aralar. Günler geçtikçe, sahnenin ona sunduğu özgürlüğü keşfeder. Ve tam her şey yoluna giriyor derken, hayatını değiştirebilecek bir ameliyat fırsatı çıkar karşısına. Ancak asıl mesele, gerçekten değişmesi gerekenin yüzü mü yoksa bakış açısı mı olduğudur.