1960’lar Amerika’sında, toplumsal ve kültürel çatışmaların en yüksek seviyeye çıktığı bir dönemde, genç bir adamın yaşamı köklü bir dönüşüm geçirir. Bob Zellner, Ku Klux Klan ile bağlantılı, derin dini inançlarla beslenen bir ailede büyümüş bir gençtir. Çevresindeki siyah topluluğa uygulanan baskı ve şiddetin ortasında büyüyen Zellner, üniversitede tanıştığı cesur arkadaşlar sayesinde yeni bir bakış açısı kazanır. Bu arkadaşlar, Zellner’ın ırkçılığa ve önyargılara karşı duyarlılığını artırır ve eşitlik ile adalet arayışına yönlendirir. Ancak bu kişisel dönüşüm, ailesi tarafından kabul edilmez ve Zellner, geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalır. Eski değerlerini yeniden değerlendirirken, ailesinin sert tepkileriyle başa çıkmaya çalışan Zellner, zorlu bir içsel ve dışsal mücadeleye girer. Her adımda, hem kendi kimliğini hem de toplumsal adaleti yeniden tanımlama çabasıyla karşılaşır.