1930’lar İspanya’sında bir annenin, hayalini kurduğu mükemmel kızı yaratma çabası, bir trajedinin tohumlarını ekmeye başlayacaktır. Aurora, yıllarca süren emekle, 18 yaşındaki Hildegart’ı toplumsal cinsiyet ve kadın hakları gibi alanlarda büyük bir figür haline getirir. Hildegart, adeta bir dahi olarak parlamış ve Avrupa’da dikkatleri üzerine çekmiştir. Ancak, annesinin sıktığı pranga ona kendi kimliğini bulma yolculuğunda engel teşkil etmeye başlar. Abel Velilla adında bir adam, ona cesaret vererek, annesinin kontrolünden kurtulması gerektiğini söyler. Aurora, yıllardır şekillendirdiği mükemmel kızını kaybetmek istemez ve baskılarını artırır. Anne ile kız arasındaki bu çatışma, 1933 yazında trajik bir dönüm noktasına ulaşacak ve ikisinin de hayatları geri dönülmez bir şekilde değişecektir.