Kate, yaşamın labirentinde kaybolmuş bir gezgin gibiydi, içinde kaybolmuş bir pusula gibi. Eski sevgilisinin izleri onu her adımda kovalarken, umutsuzluğun derin sularına sürüklendi. Ancak, kendi içindeki ışığı yeniden yakmak için kararlıydı. En yakın arkadaşının omzuna yaslanarak, yaralarını sarmak ve kendi gücünü yeniden keşfetmek için yola çıktı. Huzuru bulmak için sessizliğin kollarına sığındı ve ruhunu iyileştirmek için doğanın koynuna bıraktı. Kuzey Idaho’nun dağlarında bir kulede gönüllü olarak çalışmaya başlaması, geçmişinin hayaletleriyle yüzleşme cesaretinin bir göstergesiydi. Ancak, içsel çekişmelerle boğuşmak zorundaydı. Kate, kendi içindeki fırtınalara meydan okurken, dış dünyada da beklenmedik zorluklarla karşılaştı. Artık kendi kurtuluşu için değil, sevdiklerinin güvenliği için de savaşmak zorundaydı.