Mezuniyet öncesi gün, Alma’nın dünyası, umutlarla doludur. Greta ve Nata gibi sadık arkadaşlarının yanı sıra, geleceğe dair heyecanıyla da parlamaktadır. Ancak, bu umutlar, dışlanma ve kıskançlık gibi gölgelerle kaplıdır. Çevresindeki insanların sadakatsizliği ve toksik ilişkiler, zaman zaman ruhunu yaralar. Ancak, arkadaşlarıyla bir araya geldiğinde, bu sıkıntılar geri planda kalır. Partilere katılarak, gençliklerinin tadını çıkarmaya çalışırlar. Ancak, bir gün her şey altüst olur. Bir sosyal medya hesabının, “Bu benim saldırıdan önceki halim” diyerek yayınladığı fotoğraf, Alma’nın hayatını sarsar. Aniden, bir saldırı iddiasıyla karşı karşıya kalır ve gerçekle yüzleşmek zorunda kalır. Bu süreç, sadece suçlamalardan ibaret değildir; aynı zamanda kendi iç dünyalarını ve dostluklarını sorgulama yolculuğudur. Kendi adaletlerini ararken, gerçeklerle yüzleşirler ve birbirlerine olan bağlarını güçlendirirler.