Isaiah Wright, 19 yaşında genç bir adamdır ancak hayata dair atması gereken adımlar konusunda sürekli tereddüt eder. Basketbol ve video oyunlarına olan yoğun ilgisi, onu gerçek dünyadan koparır ve sorumluluklarından kaçmasına neden olur. Liseden mezun olalı bir yıl olmasına rağmen, henüz ne bir iş bulabilmiş ne de bir kariyer planı oluşturabilmiştir. Bu durum, özellikle annesi Cynthia’yı derin bir kaygıya sürükler. Her geçen gün Isaiah ile arasındaki tartışmaların daha da artması, Cynthia’yı hem duygusal hem de mental olarak yıpratırken, Isaiah da bu baskıların altında ezilmeye başlar. Isaiah, hem annesinin baskıları hem de arkadaşlarının uzaklaşması nedeniyle kendini büyük bir yalnızlık içinde bulur. Sonunda, Moore Fitness adlı bir spor salonunda işe girme kararı alır ve belki de hayatında ilk kez, kendisi için bir şey yapmaya karar verir. Isaiah, bu spor salonunda tanışacağı kişinin, hayatında büyük bir değişimin başlangıcı olacağından habersizdir. Annesinin sabırlı duaları ve bu kişinin ona sunduğu beklenmedik destek, Isaiah’ın yalnızca kendi iç dünyasıyla değil, aynı zamanda Tanrı’nın ona sunduğu büyük kaderle yüzleşmesine olanak tanıyacaktır.