Hyun-su ve Soo-jin’in evliliği, güneşin doğuşu gibi parlak başladı, ancak kısa sürede bu parlaklık kararmaya başladı. Bir gece, sessizliğin içinde ansızın beliren korkunç bir rüya, onların hayatını alt üst etti. Hyun-su, hiçbir uyarıcı işaret olmadan uykusunda konuşmaya başladı. Ve ardından, karanlığın derinliğinde, panik dolu bir sesle, “içeride biri var” diye mırıldanmaya başladı. Bu kabus dolu anın ardından, her gece uykuya dalmaya çalışan Hyun-su, sabaha karşı farklı biri gibi uyanır, yaşadığı anları hatırlamadan. Soo-jin, kocasının uyurgezerlik sorunuyla başa çıkmaya çalışırken, korku dolu bir labirentin içine sürüklendi. Hyun-su’nun uykusunda başka bir kimliğe bürünmesi ve bu sırada zarar görmesi riski, Soo-jin’i her geçen gün daha da endişelendiriyor, onu uykusuz gecelere sürüklüyordu. Uykusuzluk ve stres, Soo-jin’in gebeliğini tehlikeye atabileceği düşüncesiyle endişelerini giderek artırıyordu. Bu beklenmedik rüya kabusu, genç çiftin umut dolu evliliğini tehdit ediyor, Soo-jin’i, sevdiklerinin güvenliğini sağlama mücadelesine sürüklüyordu. Artık her gece, yataklarında, hem fiziksel hem de psikolojik bir savaşın içindeydiler, umutsuzca gerçeği ve huzuru arıyorlardı.