Sita, ailesinin intihar bombasıyla yok olmasıyla birlikte, dinin sağladığı umut ve teselli ile arasındaki bağı kaybettiğini hisseder. Her geçen gün, bu kayıpların acısı kalbinde büyüyerek derin bir umutsuzluğa dönüşür. Sita’nın tek bir amacı vardır: Bu korkunç olayların sorumlusunu bulmak ve onun canını alarak, kabirlerin derinliklerinde yatan gerçekleri açığa çıkarmaktır. Bu karanlık yolculuk, onun mezara inmeye karar vermesiyle başlar. Sita, kabir azabının gerçekten var olup olmadığını bulmaya kararlıdır; böylece inancını sorgulayabilir. Ancak, bu süreçte karşılaşacağı korkunç sonuçlar, inanmayanlar için nelerin beklediğini de gözler önüne serecektir. Sita, inançlarının sınırlarını zorlayarak, gerçek anlamda neye inanması gerektiğini öğrenmek için derin bir içsel mücadele vermek zorunda kalacaktır. Bu yolculuk, ona sadece intikam değil, aynı zamanda hayatın gerçek anlamını bulma yolunda da önemli bir ders verecektir.